Hayat hikayelerimiz farklı olsa da,bizlere sunulan yaşam kargaşası hep bir birine benzer.
Gençlik yıllarım da sağ sol kavgası ile tanıştım.
Bir müddet sonra bu kavgaların yerini etnik kökenler aldı,derken inançlar, hoca efendiler geldi sahneye.
Yavaş yavaş bir kaosun içine girdiğimiz den habersiz, yaşam mücadelesi vermeye devam ettik.
Biz bu kadar planlı oyunlara sessiz kalırken, biyolojik savaşın içinde bulduk kendimizi.
Evlere girin dediler girdik,aşı olun dediler olduk.
İlaç sanayinin kasalarında bir ülke kuracak kadar döviz birikti hiç sorgulamadık.
Devlet hastanelerinde yer yok,haydi özele ! Oda fiyatları lüks oteli aratmıyor,tahlillere dersen bir maaşın yetmiyor .Kaşıkla verilip kepçe ile alınan alinterimizin bedelini hiç sormuyoruz, soramıyoruz
Bu yıl geçen yıldan daha kötü,gıda Savaşı'nın içinde daha çok debeleneceğiz.Ama yine de avaz avaz susacağiz.Sindirilip korkutulan beyinler sayesin de bağıran azınlık hep susturulup, çemberin dışına atılacak.
Paranın tanrılaştırıldığı bu devir de ,insan duruşla değil,kuruşla değerlendirilecek.
Ego savaşları hat safhaya çıkıp, parası mevkisi olanların altın yılı olacak.
Ruhlarımızın bedenlerimizi bulamadığı şu günler de.
Ya el birliği ile, bu yıl boş toprak kalmayasıca işleyeceğiz, yada İsa:nın yer yüzüne inmesini ve Tanrının İsrafil:in sur'u ile jübile yapmasını bekleyeceğiz.