Ereğli’ye “Bakanlar” geldi!

Bravo vallahi Ak Parti’ye…

Ereğli’yi “Bakansız” bırakmıyorlar!

Yani anlayacağınız Ereğli’ye bakan bakana!

İktidar partisine mensup bir belediyenin yerlerde gezen itibarını düzeltmek için Bakan Bakana Ereğli’ye!

İl Başkanı çok güzel bakıyor!

Hüseyin Özbakır da sanırım mobesa kameralarından bakıyor!

Faruk Çaturoğlu derseniz bakıyormuş gibi yapıyor ama sanırzellikle de partiyi de bitiren belediyeye!

O bir sonraki seçimlerde sırasını korumanın peşinde!

Özcan Ulupınar ise ne bakabiliyor, ne de dokunabiliyor!

Sonra adamı “Ereğli düşmanı” ilan ediveriyorlar!

“Ereğli’yi TBMM’den kovdu” deyiveriyorlar!

Vallahi bravo Ak Parti’ye!

Ereğli’yi “Bakansız” bırakmıyor!

Geliyorlar ve 15 Temmuz gecesi darbeci paşanın odasında kahve içen ve halen oradan çıkamayan Hüseyin Uysal’ın çizgi filmlerine bakıyorlar!

Ereğli çok mutlu!

Çünkü “Bakan bakana”!

YÜZÜNÜ EREĞLİ’YE DÖN ERDEMİR!

Klişeleşmiş bir slogan oldu artık bu…

Klişeleşmiş olsa da, Erdemir’in yüzüne Ereğli’ye dönmesi gerektiğini yıllar önce ilk ve tek yazan gazeteciyim!

Yazarken projeler sunmuştuk!

Dönemin valisinden tutun da kaymakamına kadar hepsi teşekkür etmişlerdi arayıp…

İlk bizim kullandığımız bu slogan artık resmen klişe oldu!

Dikkat edelim beyler. Sloganı kullanırken içini dolduralım!

Erdemir yüzünü dönsün de, niye ve nasıl döneceğini söyleyin kendisine!

İçi dolu projelerle gidelim…

Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır'ın bir sözü geldi aklıma!

Demişti ki; “Kurumsal baskı yapıp bireysel taleplere kapalıyız. Ama kurumsal baskı yapıp toplumsal taleplere açığız…”

Devam etmişti: “Proje getirin. Eksiği varsa biz tamamlarız…”

Bu sözler herşeyi anlatmıyor mu?

Hüseyin Uysal kullanmaya başladı bu sloganı son zamanlarda…

İyi de Sayın Uysal, Bakan beye Erdemir ile ilgili verdiğin dosya gerçekten içi boş dosya!

Erdemir sana öyle arsa marsa veremez!

Çünkü Erdemir’in tüm mal varlıkları bir vakfın…

Olacak iş değil ya, hadi diyelim ki istediğin devrekyolayrımındaki yeri verdi…

Orada bulanan 80 hissedarı ne yapacaksın?

Olmayacak duaya amin demekten başka bir şey değil Uysal’ın talepleri!

Uysal sırf Erdemir’i eleştirmek için, demokrasi nöbetlerinde kendilerine destek vermediğini söylüyor!

Adama sorarlar; Sendika niye destek vermedi?

İşçiyi oraya getirecek olan işveren değil, sendikadır…

Yaptığımız eleştiriler sonrası yönetimden 3-5 kişi 15 dakikalığına şöyle bir uğramıştı nöbet tutulan alana…

3-5 kişinin 15 dakikalık ziyaretini belediye kitapçıklarında bile yere göğe sığdıramadınız be!

Haaa bu arada unutmadan söyleyelim; Erdemir'in sözünü verdiği Metalurji Fakültesi olayının tek suçlusu Rektördür!

Sebebini Ak Parti yöneticileri çok iyi biliyor!

Erdemir söz verdi, protokol de imzaladı...

Yapmıyorum, yapmam demiyor ki!

Biraz Üniversite yöneticilerinde arayın suçu!

ERDEMİR’DE GREV!

Masayı terk etmişler!

Vay anasını beee!

Sendika mı yapmış bunu?

Öle deyala!

Atmayın beyler!

Çay kahve içip muhabbet edip el sıkışarak sorunsuz bir şekilde ayrıldılar oradan!

Grev yapacaklarmış!

Siz onu benim külahıma anlatın!

Bu söz-leş-me im-za-la-na-caaaakkkk!

Elbette şimdi sendikaya da hak vermek lazım!

Sorunsuz bir şekilde imzalarsa işçiden tepki alabilirler!

İşçe sendika için “Direnmedi” diyebilir…

Problem varmış gibi gösterilecek ki sendika şov yapsın!

Kavlak gelip racon kesebilsin!

Gerekirse Belediye Başkanının bile gözünün içine baka baka Ereğli’yi tehdit edebilsin!

Sonra desin ki işçi, “Bizim için çok mücadele ettiler!”

Erdemir’de grev mrev olmaz beyler…

Olmayacak da…